İşte yaratıcılık ve yenilikçilik – XII

-
Aa
+
a
a
a

Yaratıcılığı Çoğaltan Süreçler

 

Biraz da bireysel ve kollektif yaratıcılığı arttıran süreçlerden bahsedelim. Kanımca bu çoğaltmayı en çok destekleyen süreçler bir çelişkiyi çözmek için o çelişkinin alakasız elementlerini bir araya getirmek olarak açıklanabilecek olan synectics, herkesce mâlum olan beyin fırtınası, Kobayashi ve Kawakita tarafından geliştirilen bir sorun çözüm sistemi olan TKJ, Emery tarafından geliştirilen ara-bul konferansı, gene herkesce mâlum diyalektik yaklaşımlar, idealize edilmiş tasarımlar ve bazı diğer teknikler olarak sıralanabilirler. Bunlara kısaca bir göz atalım.

 

Synectics

 

Gordon tarafından geliştirilen bu süreçde aşikar şekilde birbirlerinden değişik şeylerin benzerliklerini arayacaksınız. Mantık olarak ters göründüğüne bakmayın zaten yaratıcılık ters mantıkların çatışması ve sonunda çakışması ile yol bulur kendine. Kısacası bakmak-görmek ve yakalamak fiilleri ile en ters düşen şey kör olmak fiilidir belki ama dünyanın en yaygın oyunu olan körebe de yaratıcı bir beyin tarafından bu fiiler üzerine kurulmamış mıdır? İki ayrı bölgeden alınmış iki konseptin eşitliğini iddia eden bir metafor yani. Peki bu metafor nerden ürüyor? O da ters mantık çakışmasından kaynaklanıyor elbet. Şunu biraz daha açalım bence. Eğer görmek ile ilgili bir sorununuz varsa o zaman duymak ya da dokunmak ile sorunu çözmeniz lâzım. Kısacası birini görmeden ancak dokunarak tanımlayabilirsiniz. O halde artık özetleyelim bu sistemi:

 

'Essence' yani işin özü. Önce sorun ortada olmalı. Sorun varlık haline getirilmeli. Sonra sorunun özü analiz edilmeli.Metafor yani mecazi olarak sorunu en iyi açıklayacak ve ana soruyu en iyi şekilde cevaplayacak cevabı bulmalı. Bunu yapabilmek için de sorunun özünü cazip bir şekilde yeniden formule etmelisiniz.Çözüm. Sorunun analojisine uygun çözümü biraz da zorlayarak bulun.

 

Yani kısacası gözünüz bağlıyken hem birini yakalayın hem de dokunarak onun kim olduğunu bulun. Tanıyamazsanız bağırta bağırta itiraf ettirin.

 

Beyin Fırtınası

 

Bu meşhur yöntem Osborne diye biri tarafından keşfedilmiş. Onun tanımlaması ‘’değişik fikirlerin bir check-list oluşturacak şekilde düzenlenebilmesi için fikir bombardımanı’’ şeklinde. Osborne bunu yaparken ‘’fikir geliştirmeyi’’ kasıtlı olarak ‘’fikir üretmekten’’ ayırır. Fikir geliştirmek ön plana çıkarsa fikir üretmek artık olası olmayacaktır. En azından üretilecek fikir sayısı ve kalitesi düşecektir. Dolayısı ile beyin fırtınası sırasında hiçbir şekilde eleştiriye izin verilmemelidir. Beyin fırtınası yapacaksanız önce nasıl yapılacağını öğrenelim.

 

Hazırlık. Bu aşamada beyin fırtınası toplantısına çağıracağınız insanları seçeceksiniz. Tasdikcibaşıları, pısırıkları çağırmayacaksınız. Sorununuzu iyice tanımlayan bir açıklamayı önceden katılımcılara vereceksiniz.Fırtına. Önce bir ısınma turu ile başlayın. Kuralları koyun ve herkesin uymasını sağlayın. İlginç olsa da olmasa da üretilen fikirleri kaydedin.Değerlendirme. Ya kendi kendinize ya da yeniliğe açık bir yardımcı ile oluşan fikirleri değerlendirin. 

Bir beyin fırtınası sırasında muhtemelen şunlar ile karşılaşacaksınız: Gerçekler saptanacak, sorun ortaya konacak, fikirler üretilecek, kriterler tespit edilecek, çözümler bulunacak ve sonunda en uygun çözüm kabul edilecektir.

 

TKJ

 

Katılımcıların üreteceği bir dizi gerçekler üzerinde çalışacaksınız bu sistemde. Bu gerçekler üç şartı sağlamak zorunda. Eldeki sorun ile ilgili olmalılar, nesnel olarak doğrulanabilmeliler, ve önemli gerçekler olmalılar.

 

Önce bir dizi olan gerçekler önem sırasına göre bir bir elemine edilerek konu daraltılmalı ve sorunun çözümü sonunda gerçekler sıkıştırıla sıkıştırılar çok dar bir aralığa yerleştirilmelidir. Bu yöntemde problem çözümü ne kadar ön plana çıkarsa problemin sunumu da o kadar ön plana çıkmaktadır.

 

Basit TKJ bir uygulama yöntemi şu şekilde açıklanabilir. Katılımcılar sorunun gerçekleri ile ilgili bulgularını kartlara işlesinler. Kartları toplayıp kimseye kendi kartını vermemek üzere yeniden dağıtın. Kartlardaki bir gerçeği yüsek sesle okuyun. Diğer katılımcılar bu gerçeğe benzer bir gerçek önlerindeki kartta varsa işaretlesinler. Bunları bir kağıda adetlerini de belirterk yazın. Sonunda en önemli gerçek en fazla işaretlenmiş olarak ortaya çıkacaktır. Daha sonra bu gerçekler doğrultusunda herkes bir karta ürettiği çözümü yazsın. Bu kartları da kimse kendi kartını almayacak şekilde yeniden dağıtın. Aynı şeyleri tekrarlarsanız en çok üretilen çözüm en yüksek oyu almış olacaktır.

 

Şimdi eğer yaratıcı bir insansanız bunların oy alma sıralamasına hiç itibar etmeden çözümleri kendi başınıza değerlendirin.

 

Ara-Bul Konferansı

 

Yaratıcılığın ortaya çıkartılması için illa bir sorun ile karşı karşıya gelinmesi de şart değildir. Bir organizasyonda değişik fikirlerin ortaya çıkmasından hoşlanıyorsanız arada bir katılımcı olabilecek çapta insanların fikirlerini araştırmanız gerekecektir. Bir havuz oluşturacaksınız ve içine herkse özgürce fikrini atacak. Herkes kendi konusunu kendi oluşturmakta ve buna çözüm üretmekte serbest olmalı. Çözümler yanlış olsa dahi ileride gerçek olabilecek sorunlarınız ile çok önceden yüz yüze geldiğini göreceksiniz.

 

Diyalektik Yaklaşım

 

Aynı soruna aynı veriler verilerek çözüm arayacak iki ekip oluşturacaksınız. Aynı probleme kasıtlı olarak her iki ekip birbirinden değişik ve hatta birbiri ile çatışan çözümler üretecekler. Bunlardan yaratıcı bir sentez elde etmeye çalışacaksınız.

 

Kanımca en sahte ve en verimsiz yaklaşım bu. Ortaçağdan beri diyalektik yaklaşımlar başta metafizik olmak üzere her konuda yapılır ama daha doğru tek çözüme ulaşıldığı görülmüş şey değildir.

 

İdealize Edilmiş Tasarımlar

 

Bu sistem de Ackoff tarafından bulunmuş bir yöntem. Bir stratejinin ya da bir ürünün mükemmelleştirilmesi için nasıl olmalı sorusundan yola çıkıyor. Sonuç genelde tabii ya teknolojik olarak imkansız ya da operasyonel olmayan çözümler. Atalarımız bu sistemin tehlikesine dikkat çekmek için ‘’mükemmel iyinin düşmanıdır’’ demişler.

 

Ve de doğru demişler.

 

Diğer Teknikler

 

Amaçları olağan bir fikri olağan dışı bir fikir haline getirmek, bilinen şeyler arasında yeni ilişkiler bulmak, eldeki verileri yeni kalıplar oluşturacak şekilde yeniden yapılandırmak sistemlerinden bir tanesi ile yaratıcılığı çoğaltmaya çalışan bir dizi daha teknik oluşturm mümkündür elbet.

 

Örneğin fikir transformasyonu yapacaksanız şu 9 soruyu eski fikre sorabilirsiniz.

 

Bu fikir başka kullanım alanları bulabilir mi?

Adapte edilebilir mi?

Modifiye edilebilir mi?

Büyütülebilir mi?

Küçültülebilir mi?

Yerine benzer bir konulabilinir mi?

Yeniden düzenlenebilir mi?

Ters çevrilebilinir mi?

Diğer fikirler ile birleştirilebilinir mi?

 

Bir küçük örnekleme yapayım. Sarımsak sıkacağı ile vişne çekirdeği çıkartacağı arasında bir kuzen ilişkisi yok mudur sizce?